Aralarında Fark Olmayan İki Tehlike ;Suni Gübre ve Margarin

Suni Gübre ve Margarin


İnsan vücudunda birikinti yapması açısından gübre ve margarin birbirine çok benzer. Gübre de birikinti yapar ve aynen margarin gibi görülür. O da margarin gibi organları tutar. O yüzden gübre ve margarini birbirinden ayırt etmek çok zordur. Bu durumda tırnaklar kalın ,sarı veya gri olur.

Gübre derken kastettiğimiz doğal değil, suni gübredir. Suni gübre ziraatte, özellikle çay ve fındık için çok kullanılır. Bu sentetik gübreye Avrupa gübresi de diyorlar ve her yerde köylü insanlar onu bilinçsizce elleriyle serpiyorlar. Sonra o gübre avluda yatıyor ve çocuklar kum yerine gübreyle oynuyorlar. Şimdi onların hepsi korkunç hasta oldular.
Gübre ve margarin birikintilerinin birleşerek karaciğer, böbrekler ve beynini tutmuş olan hastalar var. Bu birikintiler belli bir zamana kadar hiç belirti vermez. Daha sonra parçalanmaya başlarlar ve parçalanma başladıktan sonra korkunç tehlike meydana gelir. Çünkü o zaman yakıcı bir gaz oluşturarak bütün organları ve dokuları yakar. Daha sonra cihazlara bakıldığın- da “Hızla yayılan bir kanser çeşidi” diyorlar ama o kanser değildir. Aslında kanser, gübre veya margarin birikintisi olması fark etmez. Hatta kanser olması daha iyidir çünkü eğer margarin, gübre, DDT ve dioksin parçalanmaya başlarsa bu süreci durdurmak imkânsız olur. Bu birikintiyi sadece parçalanmaya başlamadan önce çıkarta- biliriz. Bu birikintiler parçalanmaya başladığında bütün belirtiler ortaya çıkar. İştah kaçar, halsizlik ve ağrılar olur. Bu durumu gören doktor hemen “Kanser oldun.” diyor ve sonra kemoterapi verilmeye
başlanıyor. Vücutta DDT parçalanırken dioksin oluşur ve dokuları yakar. Vücut zaten zehirlerle dolu olduğu halde yakıcı gazlar oluşur ve üstüne bir de kemoterapi verilir. Bu durumda insan nasıl yaşayabilir?
Karaciğerinde parçalanmamış DDT olan, 82 yaşında bir hanım gördüm. DDT organda kuzu gibi yatıyordu.
Düşmanlarımız olan ilaç üreticileri aslında hidrojenize yağları ürettikten sonra çok başarılı oldular. DDT üretildiğinde kadınlar sütsüz kaldılar. Bu madde yağlı dokularda, özellikle üreme organlarında ve karaciğerde birikim yaptı.

Vücut Temizliğine İhtiyacınız Var mı?

Vücut temizliğine ihtiyacınızın olup olmadığını öğrenmek için şu soruları kendinize sormalısınız:

Her yediğiniz yemekten sonra büyük abdeste çıkıyor musunuz?

• Yemek sonrası kendinizi rahat hissediyor musunuz?

Yemekten sonra sadece bazı insanlar kendilerini rahat hissederler. Onlar da az yiyenler, karıştırmadan ve tabiata uygun yiyenlerdir. Bunun dışında kalan herkes yemekten hemen sonra ya da 1,5 st sonra hazım başladığında rahatsız oluyor. O zaman bütün problemler başlıyor.

▪️4-5 saatlik uykudan sonra kendinizi dinç hissediyor musunuz?

Uyandığınızda ağzınızdaki tat güzel mi?

Bu da çok önemlidir. Ağzınızdaki tat güzel olunca uykudan kalktığınızda ağız tadını bozmamak için diş fırçası bile kullanmak istemezsiniz.

▪️Vücudunuzun kokusu güzel mi?

Vücut kokusunun muhakkak güzel olması hatta dünyaya yeni gelmiş bir bebeğin kokusu gibi olması gerekir. Eğer vücudunuzun kokusu bozulmaya başladıysa açlık yapmaya muhtaçsınız demektir.

▪️Vücudunuz esnek mi? Ayak başparmağınız ile alnınıza dokunabiliyor musunuz?

Bebek veya ihtiyar olmak fark etmeksizin her yaşta çok kolay dokunabilmelisiniz. Ama bugün çocuklar bile dokunamıyorlar. Zavallı çocuklar, hiç esnek değiller. Çünkü annelerin rahimleri kireçli oluyor, yağları topluyor ve böylece annenin bütün pisliği rahimdeki bebeğe atılıyor.

▪️ Dizleriniz üstünde bağdaş kurarak istediğiniz kadar oturabiliyor musunuz?

▪️Tek bacak üzerinde 30-40 saniye durabiliyor musunuz?

▪️ Rüyalarınızda koku, tat, renk algılayabiliyor musunuz?

Bu da çok önemlidir. Eğer rüyalarınızda koku, tat ve renk algılayamıyorsanız bu tedaviye muhtaçsınız demektir. Bugün bunları rüyalarında neredeyse kimse algılamıyor. Sadece Bağırsak temizliği, Hacamat, Oruç, beslenme bunları aynı anda uygulayanlar kısa zaman içerisinde algılamaya başlarsınız. Sonra tekrar  kirlenmeye başlayınca bütün renkler silinir ve simsiyah olur. Sonra gri rüyalar görmeye başlarsınız.

Uzm. Estetisyen Duru

@durusifadoktrin

KALP HASTALIKLARI. EN SIK GÖRÜLEN KALP RAHATSIZLIĞI?

Atheroskleroz (koroner arter daralması)


Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre, kalp damar hastalıkları, dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon, Türkiye’de 130 bin kişinin ölümüne yol açmaktadır. En sık görünen kalp rahatsızlığı, atheroskleroz yani koroner arter daralmasıdır. Atherosklerozun en sık gözlenen nedeni ise margarin, ayçiçek yağı, misiryağı gibi hidrojenize yağlar sebebiyle oluşan yağ birikintileridir. Yağ birikintileri atherosklerozun en erken belirtisidir ve herhangi bir yaşta, hatta mamayla beslenen 2 yaş altı çocuklarda dahi görülür. Hidrojenize yağların metabolik atıklarının sertleşmesi ve plas- tikleşmesi sonucunda fibroz plaklar oluşur. Fibröz plak, atherosklerozun lezyonudur, damar dokularının lokal olarak esnekliğini kaybetmesi ve sertleşmesidir. Damar dokularını yıkıma ve değişime uğratan çamaşır suyu, yağ çözücü, lavabo açıcı, leke çıkarıcı, deterjan gibi kimyasal maddelerdir.

TOKSİK HEPATİT

Toksik hepatit atıkların karaciğerde birikmesi ile toksik hepatit ortaya çıkar ve karaciğer, kanı yeterince temizleyemez hale gelir. Toksinlerle ağırlaşan, kolesterol düzeyi yükselen kan, zaman içinde kalp damarlarında tıkanıklık oluşturmaya başlar. Bu devam ettiği sürece kalp kası sertleşir ve kuvvet kaybeder. Dokulara ve akciğerlere kan pompalamada zorlanan kalp kası genişler, kalp yetmezliği ortaya çıkar.Damarda %50 ya da daha fazla oranda bir tıkanma olursa, fibröz plak kan akımına karşı bir direnç meydana getirir ve kalp kasında beslenme yetmezliği ortaya çıkar. Damarlarda tıkanma ve dokularda beslenme yetmezliği devam ettikçe kalp dokularında zayıflama ve incelme meydana gelir. Tok karna ağır çalışma, aşırı antreman ve nefes kontrolü ile ağır egzersizler veya tok karna nefes kontrolüyle Kur’ân-ı Kerim okumanın etkisiyle, plak içinde veya yıpranan dokularda kanama ya da anevrizma (damar şişmesi), sonra da enfarktüs ortaya çıkabilir.
Toksik hepatit atıkların karaciğerde birikmesi ile toksik hepatit ortaya çıkar ve karaciğer, kanı yeterince temizleyemez hale gelir. Toksinlerle ağırlaşan, kolesterol düzeyi yükselen kan, zaman içinde kalp damarlarında tıkanıklık oluşturmaya başlar. Bu devam ettiği sürece kalp kası sertleşir ve kuvvet kaybeder. Dokulara ve akciğerlere kan pompalamada zorlanan kalp kası genişler, kalp yetmezliği ortaya çıkar.

Herhangi Bir Sebeple Kullanılan ANTİBİYOTİK!?

Herhangi bir sebeple kullanılan antibiyotik (anti-karşı, biyo-hayat, yani hayat karşıtı) vücutta ve özellikle bağırsaklarda yaşayan, sağlığı korumakla görevli mikropları yok eder. O zaman faydalı mikropların yerini zararlı mikroplar ve tek hücreliler doldurur, bağırsaklara gelen besinden çeşitli toksinler üretir, toksinleri kana karıştırmadan dışarı atmakla görevli bağırsak tüycükleri çürür. Tüycüklerin çürümesiyle kelleşen bağırsaklarda yaralar oluşur ve koruma görevini yapamayıp, faydalı maddelerin yanısıra zararlı maddeleri de kana karıştırır.

Zararlı maddelerle ağırlaşan kan, karaciğere geçer. Karaciğer, bu kanın bir kısmını temizleyerek kalbe, bir kısmını da böbreklere gönderir. Ancak kandaki zararlı maddelerin oranı arttıkça, karaciğerin bunları temizlemesi
zorlaşır. Bu durumda atık maddeler karaciğerde birikerek yağlanma, büyüme, kistlere sebep olur. Karaciğer kanı yeteri kadar temizleyemez hale gelir. Kanda zararlı maddelerin çoğalmasıyla kan ağırlaşır.
Bağışıklık sistemi, ağırlaşan kanın dolaşımını hızlandırmak ve atıkları çıkartmak için, damarları daraltmak ve tansiyonu yükseltmek zorunda kalır. Ancak hasta, tansiyon düşürücü aldığında, damarlar zorla genişler, kan dolaşımı yavaşlar. Toksinlerle yoğunlaşan kan damarlarda atık bırakır, dokuları kirletir, kılcal damarları tikar. Kan, daralan ve tıkanan kılcal damarlardan organların dokularına gerektiği gibi ulaşamadığı için yeterli gıda ulaştıramaz. Aynı zamanda metabolizma atıklarını dokulardan uzaklaşatıramaz. Sonuç olarak, hücre ve organlar aç kalır ve sürekli atıklarla uğraşmaktan asıl görevini yapamaz hale gelir.
Her bir hücre ve her bir organ belli bir titreşimle çalışır (Allah’ı zikreder). Ancak, atıkların birikmesiyle ağırlaşan hücrelerin titreşim frekansları bozulur (Allah’ı zikirden ayrılır).

Birçok Hastalığın Temeli Tektir :

Birçok hastalığın temeli tektir: Yanlış yaşam tarzı Yaşam tarzı değiştirilmeden, mide ve bağırsaklar tedavi edilmeden, sindirim düzeltilmeden, karaciğer temizlenmeden, oruç tutmadan bağırsak temizliği yapmadan hiçbir gıda, doğal da olsa hiçbir ilaç ya da bitki, tek başına bedenin iyileşmesini sağlayamaz.

TİROİT HASTALIKLARI ÇOK CİDDİ HASTALIKLARDIR!

Tiroit neden bu kadar önemli? Bugünün dünya politikası, insanları tiroitsiz bırakmaktır. Yani tiroidi aldırmak ve hormonları bozmaktır.

Peki, onlar için tiroit neden bu kadar önemli?

Onlar, inanç çekirdeğini yok etmek için tiroidin önemli olduğunu söylüyorlar. İnsanın inanç çekirdeği yok olursa o zaten insan olmaz, hayvandan daha aşağı olur. O zaman akılsız aşıklar ve kalpsiz âlimler ortaya çıkar. Onlar da çok tehlikeli insanlar olurlar. Hipertiroidizm, hipotiroidizmden ruhi olarak daha kötü bir durumdur. Ama hipertiroidizm daha çabuk, hipotiroidizm ise daha yavaş iyileşir. Halk arasında kehribar kolyesinin tiroit için faydalı olduğu söyleniyor. Gerçekten de Orta Asya’da kadınlar bu kolyeyi kullanırlar ve kolay kolay da ameliyat olmazlar.

Boğazlı Kazak Giyebiliyor musunuz?

Eğer kişiyi boğazlı kazak rahatsız ediyorsa onun tiroidi çok sık dengesiz oluyor demektir.Hacamat yaparak, beslenmeye dikkat ederek, bağırsak temizliği yaparak bağışıklığa yardım ederseniz o da dengesizliği ortadan kaldırır. ALLAHIN izniyle.

Tiroit dengesizliği?

Tiroit dengesizliğinde muhakkak nodüllü guatr meydana gelir. Diffuz guatrda dengesizlik olmaz. Bu kişinin nodül veya guatr rahatsızlığı olmasa da hücrelerin içinde problem hazırdır. İnsan kolye takamıyor ve yorganı boğazına kadar çekemiyorsa bilinmelidir ki o kişinin tiroidi hastadır. Bu kişi boğazına hiçbir şey yaklaştıramaz. Başörtüsü de onu rahatsız eder. O yüzden başörtüsünü geniş tutar ve eve gelince hemen çıkartır. İnsanlar arasında daralıp oturamayanlarda tiroit sebebiyle derin ruh problemleri oluşmuş olabilir. Ama insanların enerjisi de basıyor olabilir. Zira çocuklar da insanlar içinde veya kapalı alanda kalmaya dayanamıyorlar. Özellikle dolu arabada rahatsız oluyorlar. Bu normal bir durumdur. Ama kişi tiroit problemlerine binaen bunları yaşıyorsa o kişinin daha derin ruh problemleri var demektir. Çünkü tiroit hastalıkları ruhi problemlerdir. Insanda ruh problemleri olunca kapalı alandan kaçar. Ama mağaranın havası iyileştirici sıfatlara sahiptir. Mağaralar insanı çok yönlü etkiler. O yüzden bu durum iyileştirici de olabilir.

Bütün iç salgı bezleri bir dengeyle çalışır, o yüzden biz onların durumunu tek tek ele alamayız.

Uzm. Estetisyen Duru

Cilt Hastalıklarının Hepsi Alerjik Hastalıklardır!

Peki Alerji Nedir?

Alerji, kimyasal veya gida kaynaklı olabilir. Yanlış gıda tüketimi ve hazımsızlıktan sonra oluşan atıklar alerjendir. Ayrıca mikroplar, virüsler ve parazitler de alerjendir. Çünkü onlar vücutta zararlı maddeler üretirler ve o maddeler de alerjen olabilir.

Cilt Hastalıkları

Zararlı ve sentetik yiyecekler yediğinizde ve sık yemek yediğinizde hazımsızlıktan dolayı vücutta metabolik atıklar oluşur. O zaman bu atıklar nereye gidecek? Karaciğer onları nötralize edemez ve böbrek de dışarıya atamaz. Bazı insanlarda metabolik atıklar cilt vasıtasıyla atılır. Belki çirkin görünür ama en emniyetli ve en zararsız yol budur. En kolay ve en zararsız yol metabolik atıkları cilde göndermek ve bu şekilde atmaktır. Dışarıya ciltle atılabilir ama o zaman da egzama, sedef veya alaca oluşur.

Cilt yoluyla atılan metabolik atıklar; egzama, yara, çiban, sedef veya vitiligo ile atılır.

Egzama, Siviçe, Çiban:

Sivilce ve çibanla zararlı yağlar, egzama ile de doğal yumuşak metabolik atıklar atılır. Eğer kötü yağlar cilt vasıtasıyla sivilce ve çibanla atılmazsa, o yağlar damarlarda birikir ve damarlarda tıkanıklıklar oluşturur. Bu daha da şiddetli bir durumdur. Egzama kimyasallardan dolayı da olabilir ve bu herkeste oluşabilir. Cildi en az bozan egzamadır ve kolay iyileşir. Karaciğer ve böbrekler düzelince egzama da yok olur.

Kan grubu 0 ve A

Mesela kan grubu 0 olanlarda buğday ve süt ürünlerinin atıkları atılır. Örneğin kan grubu A olanda kırmızı etin metabolik atıkları sedefle atılır.

Sedef, Vitiligo:

  • Sedef, vücuttan daha yakıcı olan maddeyi, mesela karışık ve doğal olmayan yemekler sonucu oluşan metabolik atıkları atar. Sedefle daha derin doku bozuklukları oluştuğu için ondan kurtulmak çok zordur.
  • Vitiligo da ise cildin bütün katmanlarında bozukluk oluşmuştur. Çünkü vitiligo ile en yakıcı metabolik atıklar ve muhakkak kimyasalların veya parazitlerin metabolik atıkları atılır.

KABIZLIK HASTALIKTIR!

  • Kabızlık Sebepleri?
  • Kan Grupları Beslenme ve Kabızlık?

İnsan Kabızlık Yaşıyorsa bu düzelene kadar yemek yememelidir.KABIZLIĞA en derin, en önemli ve en arsız sebep ANTİBİYOTİK kullanımıdır. İkincisi KARACİĞER hastalıklarıdır. Karaciğer hastalıkları çok inatçı bir kabızlığa sebep olur. Üçüncüsü de basit bir sebep olan yanlış BESLENMEDİR. Antibiyotik kullanımı çok ciddi bir kabızlık sebebidir. Çünkü antibiyotik bağırsaklardaki normal mikroflorayı öldürür. Normal mikroflora yok olunca yerine yabancı mikroflora gelir ve daima inflamasyona ve doku bozulmasına sebep olur. Oradaki tüycükleri yok eder ve sinir uçlarını zehirler. O zaman çok ciddi kabızlık oluşur. Karaciğer hastaysa da muhakkak kabızlık olur. Çünkü bu durumda karaciğer yeterli enzim üretemez ve safra zenginliği de fakirleşir. O zaman safra da yeterince üretilmez. Safra, bağırsakları çalıştırır. Eğer safra yeterince enzim içermezse veya miktarı daha az olursa kronik kabızlık ortaya çıkar. O zaman çok inatçı kabızlık olur. Bu durumda insan, karaciğerini, tedavi etmeden kabızlıktan kurtulamaz.

  • Kan Grupları ve Beslenme:

Kan grubu 0 olanlar: Olanlar et yemeyenlerde kabızlık olur. Çünkü onlarda et, hazım sistemini stimüle eder, kuvvet verir. Kan grubu 0 olanlarda süt ürünleri ve buğday ürünleri kabızlık yapar. Et ise onları hemen rahatlatır. Kan grubu 0 ve B olanlar kabızlık yaşamamaları için karışık yemek yediklerinde son yiyeceklerinin bir parça et olmasını tavsiye ediyorum.
O zaman hazım kolay olur.

Kan grubu B olanlar :B kan grubu için kırmızı et çok iyidir. Onlara tavuk eti ve baharatlar hariç her şey iyidir. Baharatlar o kadar önemli değildir ama tavuk eti iyi değildir. Kan grubu B olanların başka bir problemi vardır. Onlar oburdurlar, meyveyi çok severler ama acıkınca da hemen yemek isterler. Bu yüzden onların yemek yedikten sonra canları meyve istiyor ve yiyorlar. Kan grubu B olanlar için en büyük problem yemekten hemen sonra meyve yemektir. O zaman karaciğer bozulması, hazımsızlık ve gaz oluşumu ortaya çıkıyor. Mide ve bağırsaklarda gaz oluşması aslında basit bir durumdur. Gazdan en çok muzdarip olanlar kan grubu B olanlardır.

Kan grubu A olanlar: Onlar meyve, sebze, mercimek ve ekmek gibi bitkisel yiyecekler yiyebilirler. Bu kişilerde et, mutlaka kabızlık yapar. Kan grubu A olanlar için küçük veya büyükbaş hayvanın eti en çok haftada bir tüketilir. Kelle paça gibi yiyecekler de buna dahildir. Onlar için et suyu daha da kötüdür. Bağırsak temizliği, Karaciğer temizliği ve Beslenmeyi düzelttikten sonra kabızlık ortadan kalkar.

Sağlıklı günler dilerim.

Uzm. Estetisyen Duru

Kadınlarda Kısırlık Sebepleri?

Kadınlarda da kısırlık sebepleri erkeklerinki ile aynıdır.

Ancak kadinlarda önemli olan iki sebep vardır kısırlık sebebi, şişmanlıktır:

  • Şişmanlık kısırlık sebebi!
  • Yoğun Vajinal akıntı kısırlık sebebi!

Şişman kadınların üreme organlarında, vajinada, rahimde ve tüplerin içinde de yağ çoğalır. Özellikle de vajinanın ve tüplerin içinde çoğalır. O yağ da fiziksel olarak spermlere yolu kapatır.Şişman kadınların önce zayıflayıp sonra hamile kalmaları gerekir.

  • Yoğun Vajinal Akıntı Kısırlık Sebebi!

Kadınlarda kısırlığa bir başka önemli ve göz ardı edilen sebep aşırı akıntı, rahim içindeki endometrium sıvısı ve vajinal sıvıdır. Endometrium sağlıklı değilse  anormal bir şekilde kalınlaşır ve kan dolaşımı bozulduğu için sıvı bırakır. O sivi zehirli olduğu için vajinaya iner ve fiziksel olarak spermleri zehirleyerek dışarı akıtır. Bugün kadınlarda hep akıntı oluyor oluyor.
Doktorlar bunun normal olduğunu söyledikleri için normal zannediliyor.
Halbuki bu akıntı normal değildir.
Vajinanın sadece biraz ıslak olması gerekir, hepsi budur.

Aslında akıntı olmaması gerekir ama bugün kadınlar bunu hep yaşıyorlar ve pamuksuz abdest tutamıyorlar. Bir çok kadın günlük ped kullanmakta ve bu durumu daha vahim hale getirir. Bu anormal bir durumdur. Bazı kadınlarda aynen menstrüel kan gibi sıvı akıyor.
Menstrüel dönemleri arasında da aynı akıntı hali yaşanıyor, sadece kan değil de akıntı oluyor.

Peki, sıvı neden o kadar çoğalıyor?

Çünkü hazır yiyeceklerden, aspartam, sentetik östrojen ve titanyum dioksitten oluşan birikinti rahim içi dokusu olan endometriumde birikir.
O zaman endometrium kalınlaşır, kan dolaşımı bozulur. Endometriumde ödem olur ve sıvıyı rahim içine bırakır. O zaman da rahimden vajinaya akıntı olur. Zaten vajinada da aynı durum söz konusudur. Vajinada da akıntı çoğalır ve rahimden gelen akıntıyla birleşerek çok fazla akıntı meydana gelir. Endometriumde zehirli madde toplandığı için bu akıntı daima zehirlidir. Bu zehirli akıntı, spermleri hasta eder ve zehirler. Spermler yukarı gitmek ister ama akıntı onları aşağı indirir ve fiziksel olarak onları akıtır.
O zehirli akıntı, spermleri bir taraftan yol vermeyerek geri atarken bir taraftan da onları zehirler ve kuvvetlerini azaltır.
Bahsettiğimiz bu iki sebep kadınlarda kısırlık için sebeplerdir.
Eğer rahim temizliği, bağırsak temizliği yapılırsa bu iki problem de ortadan kalkar.
Rayiha ile hergün temizlenmek önemli.

Genital Herpes, Genital Uçuk

Genital herpes, vajinal, anal ve oral seks yoluyla bulaşan cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur (CYBE).

  • Genital herpesiniz olup olmadığını kontrol edin!
  • Genital herpesin belirtileri şunlardır:

Cinsel  organlarınızın, anüsünüzün, uyluklarınızın veya poponuzun etrafında kırmızılık.
Açık yaralar bırakacak şekilde patlayan küçük kabarcıklar; yaralar kahverengi veya siyah ciltte daha az kırmızı olabilir.
Cinsel organlarınızın çevresinde karıncalanma, yanma veya kaşıntı.
İdrarınızı yaparken ağrı.
Sizin  için olağan olmayan akıntı.

  • Genital herpes nasıl bulaşır?


Genital herpesin yeni bir salgının ilk karıncalanma veya kaşıntısından (herhangi bir kabarcık ortaya çıkmadan önce) yaraların tamamen iyileşmesine kadar geçmesi (bulaşıcı) çok kolaydır.

Ayrıca herhangi bir semptomunuz olmasa bile virüsü başkalarına bulaştırabilirsiniz.

  • Genital herpes alabilirsiniz:

Enfekte bölgeyle ciltten cilde temastan (vajinal, anal ve oral seks dahil).
Görünür yara veya kabarcık olmadığında
uçuk cinsel organlarınıza dokunursa
parmaklardaki enfeksiyonu başkasının cinsel organlarınıza aktararak.
Seks oyuncaklarını uçuğu olan biriyle paylaşmak.

  • Genital herpes bulaşmaz:
  • Çatal bıçak takımı veya bardak gibi nesnelerden bulaşırsa virüs cildinizden uzaktayken çok hızlı bir şekilde ölür.
  • Genital herpes’e karşı koruma?
  • Aşağıdakileri yaparak genital herpesin bulaşma olasılığını azaltabilirsiniz:

Düzenli RAYİHA kullanın.
Her vajinal, anal veya oral seks yaptığınızda prezervatif kullanmak – ancak prezervatif enfekte bölgeyi kapatmıyorsa herpes yine de bulaşabilir.
Sizde veya partnerinizde kabarcıklar veya yaralar ya da bir salgının yaklaştığını gösteren bir karıncalanma veya kaşıntı varsa vajinal, anal veya oral seksten kaçınmak.
Seks oyuncaklarını paylaşmamak – paylaşırsanız yıkayın ve üzerlerine prezervatif takın.

  • Genital herpes neden geri geliyor?


Genital herpes, herpes simpleks adı verilen bir virüsten kaynaklanır. Virüs bir kez alındıktan sonra vücudunuzda kalır.Vücudunuzun başka yerlerinde kabarcıklara neden olacak şekilde yayılmayacaktır.
Yakındaki bir sinirde kalır ve aynı bölgede kabarcıklara neden olur.

  • Yapabiliyorsanız belirtilerinizi tetikleyen şeylerden kaçının.
  • Tetikleyiciler şunları içerebilir:

Ultraviyole ışık – örneğin güneşlenmekten veya şezlonglardan.
Genital bölgenizdeki sürtünme – örneğin seks (kayganlaştırıcı yardımcı olabilir) veya dar giysilerden dolayı.
Sigra içmek
Alkol içmek

  • Aşağıdakiler dahil bazı tetikleyiciler kaçınılmazdır:


Bağışıklık sisteminin zayıflığı
Stres
Adet döngüsü sırasında
genital bölgenizdeki ameliyat.
Zayıflamış bir bağışıklık sistemi – örneğin kanser için kemoterapi almaktan.

  • Genital herpes ve hamilelik:

Hamilelikten önce genital herpesi olan kadınlar genellikle sağlıklı bir bebek sahibi olmayı ve vajinal doğum yapmayı bekleyebilirler.
Ancak hamilelik sırasında genital herpesiniz varsa, bebeğinizin neonatal herpes adı verilen ciddi bir hastalığa yakalanma riski vardır .

  • Hamilelikte genital herpes tedavisi için
  • Size antiviral tedavi önerilebilir:

Hamilelikte  salgınları tedavi etmek için
Doğum sırasında salgın olasılığını azaltmak için hamileliğin 36. haftasından itibaren
Hamileliğin 28. haftasından sonra ilk kez herpese yakalanırsanız tanıdan doğuma kadar
Genital herpesi olan birçok kadın vajinal doğum yapar. Durumunuza bağlı olarak size sezaryen önerilebilir.

Günlük hayatımızda RAYİHA düzenli kullanmak çok önemli.
Bu ölümcül olabilir ancak çoğu bebek antiviral tedaviyle iyileşir.

Daha önce genital herpes geçirmişseniz, bebeğinizin neonatal herpese yakalanma riski düşüktür.

Hamileliğinizin son 6 haftasında ilk kez genital herpese yakalanırsanız bu oran daha yüksektir.

Pamukçuk!? Erkeklerde ve Kadınlarda Pamukçuk?

Pamukçuk, erkekleri ve kadınları etkileyen yaygın bir mantar enfeksiyonudur. Genellikle zararsızdır ancak rahatsız edici olabilir ve tekrar tekrar gelebilir. Pamukçuk Cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon (CYBE) olarak sınıflandırılmaz.

  • Pamukçuk olup olmadığınızı kontrol edin!
  • Kadınlarda pamukçuk belirtileri?
  • Kadınlarda pamukçuk belirtileri şunlardır:

Genellikle kokmayan beyaz vajinal akıntı (çoğunlukla süzme peynir gibi).
Vulva ve vajina çevresinde kaşıntı ve tahriş.
Seks sırasında veya idrarını yaparken ağrı ve batma.

  • Erkeklerde pamukçuk belirtileri?
  • Erkeklerde pamukçuk belirtileri şunlardır:

Penis başı çevresinde ve sünnet derisinin altında tahriş, yanma ve kızarıklık.
Beyaz akıntı (süzme peynir gibi)
hoş olmayan bir koku.
Sünnet derisini geri çekmede zorluk.

  • Diğer bölgelerde pamukçuk:

Pamukçuk koltuk altı, kasık ve parmak araları gibi cildin diğer bölgelerini de etkileyebilir.

Bu genellikle beyaz veya sarı akıntıyla birlikte ölçeklenen kırmızı, kaşıntılı veya ağrılı bir döküntüye neden olur. Kızarıklık koyu tende o kadar belirgin olmayabilir.

Bazen pamukçuk hiçbir belirtiye neden olmaz.